erich von manstein ne demek?

Fritz Erich Georg Eduard von Manstein (Doğum adı: Fritz Erich Georg Eduard von Lewinski; 24 Kasım 1887 - 10 Haziran 1973) Almanya'nın subayı ve Nazi Almanyası'nın Generalfeldmarschall'i.

Nazi Partisi üyesi olmadığı halde II. Dünya Savaşı sırasında mareşalliğe kadar yükselmiştir. Von Manstein'ın, Fransa'nın işgali için düşündüğü plan daha sonra Sichelschnitt (Orak Darbesi) olarak kabul edildi, daha sonra Doğu Cephesi'nde Kırım'daki ve Leningrad'daki birlikleri komuta etti ve sonunda Güney Ordular Grubu'nun komutanlığına atandı.

Stalingrad'da Kızıl Ordu tarafından kuşatılmış olan 6. Ordu'suyla temas sağlayabilmek için oluşturulan Don Ordular Grubu'nun komutanı olarak Kızıl Ordu kuşatmasına taarruz etmiştir. Kızıl Ordu'nun birkaç savunma hattını yarmış ancak, giderek sertleşen direniş karşısında taarruzu durdurmak zorunda kalmıştır.

İzleyen dönemde Manstein, modern savaş tarihinin en büyük zaferlerinden birine imza attı. Stalingrad zaferinin ivmesiyle ileri atılan Kızıl Ordu (6. Ordu ve Popov Mekanize Grubu) birliklerinin ikmal merkezlerinden fazlasıyla uzaklaşmış olmaları, kanat güvenliklerini ihmal etmeleri gibi zaaflardan yararlanan Manstein, Sovyet saldırısını durdurduğu gibi kendi karşı atağıyla Harkov'u ele geçirdi. (Üçüncü Harkov Muharebesi)

Her ne kadar Adolf Hitler'in Başkomutan olarak otoritesine itiraz etmese de birçok durumda, diğer generallerin önünde Hitler'le tartışmıştır. Normalde bu durum derhal görevden alınmayla son bulurdu ancak Manstein kendisini Hitler'in gözünde defalarca kanıtlamış bir generaldi. Sonunda, strateji konusunda Hitler'le düştüğü farklılıklar nedeniyle görevden alındı (1944). Savaş sonrasında, bir Nürnberg Mahkemelerinde savaş suçları işlemek suçundan 18 yıl hapse mahkûm edildiyse de sağlık nedenleriyle 4 yıl sonra serbest bırakıldı. Daha sonra, Batı Alman hükûmetine askeri danışman olarak yardımcı oldu ve Federal Ordu'nun (Bundeswehr) şekillendirilmesinde görev aldı.

Erken hayatı

Manstein, Berlin'de Prusyalı bir aristokrat olan Topçu General Eduard von Lewinski'nin onuncu çocuğu Fritz Erich von Lewinski olarak dünyaya geldi. Küçük teyzesi, Tümgeneral Georg von Manstein ile evliydi ve çocukları olmuyordu. Bu nedenle, doğacak çocuğun teyzesine evlatlık verilmesine karar verildi. Böylece küçük Erich, hayata bir Manstein olarak başlamış oldu.

Erich von Manstein'ın her iki babası da Prusya generali olduğu gibi, büyük babalarından ikisi ve dayısı da Prusya generaliydiler ve müstakbel Almanya Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg ile de akrabalığı vardı. Böylece Prusya ordusundaki kariyeri daha doğuştan kesinleşmişti. 1907 yılında Teğmen olmuş ve 1913'te Harp Akademisine girmiştir.

I. Dünya Savaşı

Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın hem batı cephesinde (Belçika/Fransa; 1916: Verdun, 1917/18: Champagne) hem de doğu cephesinde (1915: Kuzey Polonya, 1915/16: Sırbistan, 1917: Estonya) savaştı. Kasım 1914'te Polonya'da ağır şekilde yaralandı ve 1915'te göreve yüzbaşılığa terfi etmiş ve kurmay olarak döndü ve savaş sonuna kadar kurmay olarak kaldı. 1918'de Breslau'daki Cephe Savunma Kuvvetindeki kurmaylık pozisyonu için gönüllü oldu ve 1919'a kadar bu görevde kaldı.

İki Savaş Arası

Savaş sonrasında orduda kaldı ve 1920'lerde Versailles Anlaşması ile 100.000 askerle sınırlandırılan Weimar Cumhuriyeti'nin kara kuvvetlerinin (Reichsheer) yapılandırılmasında görev aldı. 1920'de Bölük komutanlığına, 1922'de Tabur komutanlığına atandı. 1927'de Binbaşılığa terfi ederek Genelkurmay'a katıldı ve diğer ülkelerin ordularını incelemek üzere gezilere katıldı. Nazi Partisi 1933'te iktidara gelerek Weimar dönemine son verdi. Amaçlarından biri de Versailles Anlaşması'nı yok sayarak geniş çaplı bir silahlanma başlatmak ve ordunun genişletilmesiydi.

1 Temmuz 1935'te Alman Yüksek Komutasının bir parçası olarak Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanlığına getirildi. Bu dönemde, *Sturmgeschütz*lerin (kısaca: StuG; kundağı motorlu top) geliştirilmesini önerdi. Bu silahlar, saldırı sırasında piyadeye ağır ateş desteği sağlayarak tank birliklerini bu lüzumsuz işten kurtaracaktı. Bu fikrin ürünü olan StuG serisi İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın en başarılı ve uygun maliyetli silahı oldu.

1 Ekim 1936'da terfi ederek Genelkurmay Başkanı General Ludwig Beck'in altında Genelkurmay Başkan Vekili (Oberquartermeister I) oldu. Beck ve Manstein ordu üzerinde giderek artan Nazi etkisine karşı savaştılar. Yeni oluşturulan Wehrmacht Yüksek Komutasında kara kuvvetlerinin, diğer kuvvetlerin üstünde olmasını da savundukları için Hava Kuvvetleri (Luftwaffe) Komutanı Hermann Göring ile karşı karşıya geldiler.

Kısmen bu çatışmalar nedeniyle kısmen de Nazi Partisi'ne üye olmadığı için Hitler tarafından uyumsuz ilan edildi ve Berlin'deki komuta karargahından uzaklaştırılarak Liegnitz, Silezya'daki 18. Piyade Tümeni komutanlığına atandı.

II. Dünya Savaşı

Polonya

18 Ağustos 1939'da Polonya'nın işgaline hazırlık aşamasında Gerd von Rundstedt'in Güney Ordu Grubu'na, Kurmay Başkanı olarak atandı. Burada, Rundstedt'in Harekât Başkanı Albay Günther Blumentritt ile harekât planı üzerinde çalıştılar. Rundstedt, Ordu Grubunun zırhlı birliklerinin çoğunluğunu Walther von Reichenau'nun 10. Ordusunda birleştirerek kesin bir yarma hareketiyle Vistül Nehrinin batısındaki Polonya birliklerinin sarılması yönündeki Manstein planını kabul etti. Manstein'ın planında, Güney Ordu Grubunu oluşturan diğer iki ordu, Wilhelm List'in 14. Ordusu ve Johannes Blaskowitz'in 8. Ordusu, Reichenau'nun Varşova'ya doğru zırhlı saldırısının kanatlarını koruyacaktı. Aslında Manstein, Polonya harekâtına karşı isteksizdi. Polonya'nın, Sovyetler'le Almanya arasında tampon olarak kullanılmasının daha uygun olacağını düşünüyordu. Üstelik, Polonya Seferi başlayınca Müttefiklerin Almanya'nın batı kanadına saldıracağını, bunun da Almanya'yı iki cephede birden savaşmak zorunda bırakacağını düşünüyordu.

1 Eylül'de işgal başarılı bir şekilde başladı. Güney Ordu Grubunun sorumluluk bölgesinde, 10. Ordunu zırhlı birlikleri kaçan Polonyalıları kovalayarak savunma hattı oluşturmalarına izin vermezken kanattaki 8. Ordu dağınık Polonya birliklerinin Lodz, Radom ve Poznan'da toplanarak daha güçlü bir direniş oluşturmalarını engelledi. Doğrudan Vistula Nehrine ulaşarak oradan Varşova'ya yönelmek şeklindeki ilk plandan saparak Manstein, Rundstedt'i, Radom bölgesindeki Polonya birliklerinin çembere alınması konusunda ikna etti. Çember başarıyla sonuçlandı ve Varşova'ya güneyden girişe direnebilecek ciddi bir Polonya birliği kalmadı.

Fransa

27 Eylül'de Polonya resmen teslim oldu ve aynı gün Hitler, Ordu Yüksek Komutasının başı General Franz Halder'e batıda Fransa ve Benelüks ülkelerine karşı bir harekât planı geliştirilmesi emrini verdi. Genelkurmayın önerdiği değişik planlar Manstein ve Rundstedt'e getirildi ve onlar da plana son şeklini verdiler. Bu plan Hitler'in dikkatini çekti ve sonunda Hitler planı onayladı.

Ekim sonlarına doğru Alman ordusunun esas bölümü batıya kaydırılmıştı. Manstein, Batı Almanya'daki Rundstedt'in komutasındaki Ordu Grubu A'nın Kurmay Başkanlığına getirildi. O sıralarda Fransa'nın istilası için Schlieffen Planı üzerinde durulmaktaydı. Ordunun birçok genç subayı gibi Manstein da bu planı yaratıcılıktan yoksun olması nedeniyle eleştiriyordu. Ayrıca, Yüksek Komutanın zırhlı birliklerin önemini ve Heinz Guderian'ın ortaya attığı yıldırım savaşı kuramını anlayamadığını düşünüyordu. Manstein ayrıca, Schlieffen Planı'nın tekrarlanarak Belçika'dan saldırılmasının Müttefiklerin beklediği bir şey olduğuna ve zaten bu bölgeye güçlü birlikler konuşlandırdıklarına işaret ediyordu. Dahası, zamanlamanın da yanlış olduğunu, ilkbaharda saldırmanın Alman ordusu için daha avantajlı olduğunu düşünüyordu.

Manstein kendi planını geliştirdi. Önerisi şuydu: Tank birlikleri kimsenin onları beklemediği Ardennes ormanlarından saldırıya geçerek Meuse Nehri üzerindeki köprüleri ele geçirmeli, yeniden toparlanıp güney yönünde saldırmadan önce İngiliz Kanalı'na kadar ilerlemeli, böylece Maginot Hattı'nı ekarte ederek Belçika ve Flanders'teki güçlü Fransız ve Müttefik kuvvetlerinin Fransız ana güçleriyle olan bağlantısını kesmeliydi. Plana Orak Darbesi (Schelschnitt) kod adı verildi.

Wehrmacht Yüksek Komutası planı reddetti ve Halder, Manstein'ı Rundstedt'in karargahından alarak 38. Kolordu Komutanlığına gönderdi. Fakat daha yenilikçi savaş metotları arayan Hitler, Manstein'ın fikirlerinin biraz değiştirilmiş halini onayladı. Bu plan, Manstein Planı ya da Sedan Planı olarak bilinmektedir.

Manstein'ın birlikleri Fransa Savaşı'nda Günther von Kluge'nin 4. Ordusu altında küçük bir rol oynadı. Yine de Amiens'in doğusunda ilk yarma hareketinin gerçekleşmesine yardımcı oldu ve Seine Nehri'ne ilk ulaşan ve nehri geçen birlikler onunkiydi. İşgal, olağanüstü bir başarıydı ve Manstein planından ötürü Şövalye Haçı aldı ve generalliğe terfi etti.

Barbarossa

Şubat 1941'de Manstein 56. Tank Kolordusu komutanlığına atandı. Barbarossa Harekâtı General Erich Hoepner'in komutası altında iştirak etti. 22 Haziran 1941'de başlayan saldırısında Manstein'ın birlikleri iki günde 160 kilometreden fazla ilerleyerek Dvinsk'te, Dvina Nehri üzerindeki iki hayati köprüyü ele geçirdi. Ertesi ay Demyansk ve Torjok'u ele geçirdi.

Kırım

Kırım Seferi (1941-1942) Eylül 1941'de Manstein, Alman 11. Ordusu komutanlığına atandı ve Kırım'ı fethetme görevi verildi. Kızıl Ordu Sivastopol'u savundu ve bu önemli Karadeniz limanı Haziran 1942'ye kadar alınamadı.

Leningrad

1 Temmuz'da mareşalliğe terfi ettirilen Manstein Leningrad cephesine gönderildi ve Kuzey Işıkları Operasyonunu yönetmekle görevlendirildi. Hitler, 15 Eylül'de başlaması planlanan saldırının ciddi miktardaki topçu desteği ve yeni Tiger I tankı sayesinde inatçı Sovyet savunmasına son darbeyi vuracağından emindi. Ancak Manstein daha karamsardı ve kesin zafer için Finlerin de kuzeyden eş zamanlı bir saldırı başlatmaları gerektiğini ileri sürüyordu. Ama 27 Ağustosta Sovyetler, Ladoga Gölü'nün batısındaki dar cepte konuşlanan Georg Lindemann'ın 18. Ordusuna bir saldırı başlattılar. Manstein, imhayı önleyebilmek için kuvvetlerini bölmek zorunda kaldı. Takip eden birkaç ayda zorlu savaşlarda Manstein'ın çabaları, 60.000 asker kaybına engel olamadı.

Stalingrad

21 Kasım 1942'de Stalingrad Muharebesi sırasında Adolf Hitler, Manstein'ı yeni oluşturulan Don Ordu Grubu'nun komutanlığına atadı. Bu ordu grubu yorgun asker ve malzemelerden alelacele oluşturulmuştu ve Hermann Hoth'un 4. Panzer Ordusu ve yardımcı Rumen birlikleriyle beraber kuşatma altında kalan Friedrich Paulus'un 6. Ordusunu kurtarma görevi verilmişti (Kış Fırtınası Operasyonu). 12 Aralıkta başlayan Kış Fırtınası Operasyonu (Wintergewitter) başlangıçta oldukça başarılıydı ve Manstein 3 panzer tümenini ve destek birliklerini 20 Aralık'ta şehre 50 km mesafeye kadar ilerletmişti. Ancak birlikler Aksay Nehrinde güçlü Rus savunması tarafından durdurularak geri püskürtüldü. Bu noktada Manstein, 6. Ordunun bir yarma harekâtı yapması gerektiğini öne sürdü ama Hitler böyle bir emri vermeyi reddetti. Aksine Friedrich Paulus'un son kurşuna, son askere kadar kenti savunmasını emretti. Paulus, Hitler'in bu emrine uyacak ve birliklerine kuşatma altındaki şehirde kalmayı emredecektir. Altıncı Ordunun yarma harekâtı için yeterli gücü olup olmadığı da şüpheliydi. Tanklar ve kamyonlar için yeterli yakıt ve askerler için yeterli yiyecek yoktu. Stalingrad'daki yenilgi, birçokları tarafından Hitler'in, 6. Ordunun şehirde kalması yönündeki yanlış emrinden kaynaklandığı şeklinde değerlendirilmektedir.

Satürn Operasyonu, cephenin en güneyinde, Rostov'u geri almak ve böylece hala Kafkaslardan geri çekilmeye çalışan Ordu Grubu A'nın kaçış yolunu kapamak isteyen güçlü bir Sovyet saldırısı olarak kendini gösterdiğinde Manstein, Ordu Grubu A'nın tamamen yok olmasını (ki bu, bütün cephenin çökmesi anlamına gelecekti) engelleyebilmek için kuvvetlerini bölmek zorunda kaldı. Saldırı aynı zamanda General von Knobelsdorff komutasındaki 48. Panzer Kolordusunun planlanan şekilde 57. Panzer Kolordusuyla birleşmesine de engel oldu. Bunun yerine kolordu Çir Nehri boyunca bir hattı tutmak zorunda kaldı ve art arda gelen Rus saldırılarını başarıyla püskürttü. Özellikle General Hermann Balck emrindeki 11. Panzer Tümeni ile Rus ceplerine karşı çok parlak karşı saldırılar düzenledi. Ancak kanatlardaki Rumen, İtalyan ve Macar kuvvetleri çok çabuk ezildi ve 48. Panzer Kolordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Bunun sonucunda da kuzey kanadı savunmasız kalan 4. Panzer Ordusundan geriye kalanlar da geri çekilmeye zorlandı.

Harkov Harekâtı

Şubat başlarında Alman orduları yeniden düzenlenmeye başladı ve Manstein'ın Don Ordu Grubu ile Ordu Grubu B birleştirilerek Güney Ordu Grubu olarak Manstein'ın emrine verildi. 21 Şubat'ta aşırı derecede açılmış olan Sovyet kanatlarına bir karşı saldırı başlattı. Saldırı büyük bir başarıydı, Manstein'ın birlikleri hızla Sovyet topraklarında ilerlediler ve ilerlemiş Sovyet birliklerini izole ederek Kızıl Ordunun tüm hücum harekâtlarını durdurmasına neden oldular. 2 Martta Hoth'un 4. Panzer Ordusu ve Kempf Ordu grubu buluşarak Sovyet Güneybatı Cephesinde büyük parçalar kestiler ve 9 Mart'ta Wehrmacht Krasnograd ve Barvenkovo'da Sovyetleri yenilgiye uğrattı.

Manstein, ileriye doğru harekâtını devam ettirdi ve Paul Hausser'in 2. SS Panzer Kolordusunun oluşturduğu mızrak başı Üçüncü Harkov Muharebesi olarak bilinen kanlı sokak çatışmalarının ardından 14 Martta Harkov'u geri aldı. Manstein bu harekât nedeniyle Şövalye Haçı'na, Meşe Yaprakları aldı. 2. SS Panzer Kolordusu daha sonra ilerleyerek 21 Martta Belgorod'u da ele geçirdi. Bu noktada Manstein yaz harekâtı için çok cesur bir öneride bulunarak Rostov'daki Kızıl Ordu'yu Azak Deniziyle birlikte kuşatma altına almak istedi. Ancak Hitler, daha konvansiyonel olan ve Kursk'taki ileri çıkıntıyı imha etmeyi hedefleyen Citadel Harekâtı'nı destekledi.

Kursk Muharebesi

Citadel Harekâtı sırasında Manstein kıskacın güney koluna komuta etti ve çok iyi düzenlenmiş savunma mevzileri karşısında -tank engelleri, mayınlı arazi bantları, yoğun ve isabetli topçu atışları sonucu- başarılı olamadı. Yine de, Kursk'taki Sovyet savunmasını yöneten Mareşal Georgi Jukov hatıralarında Manstein'a övgüler yağdırıyor ve güney sektöründeki Alman birliklerinin komutanı olarak Manstein'ın elindeki birlikleri çok ustaca kullandığını anlatıyor. Fakat Günther von Kluge ve Walther Model komutasındaki kuzey kolunun neredeyse tamamen başarısız olması, kronik piyade yetersizliği ve Müttefiklerin İtalya'yı işgali (Huskey Operasyonu) Hitler'in saldırıyı durdurma emri vermesine neden oldu. Manstein protesto ederek zaferin neredeyse avucunun içinde olduğunu, bölgesel üstünlüğü ele geçirdiğini ve çok az bir gayretle Sovyetler yedek birliklerini getirmeye fırsat bulamadan savunmayı çökertebileceğini iddia ettiyse de bunu gerçekleştiremedi.

Citadel'in başarısızlığının ardından Sovyetler, yorgun Alman birliklerine karşı geniş çaplı bir karşı-saldırı başlattılar.

Dinyeper Cephesi

Eylül ayında Manstein birliklerini Dinyeper Nehri'nin batı yakasına çekerek Sovyet kuvvetlerine direnmeye devam etti. Ekim 1943'ten Ocak 1944'e kadar Manstein cepheyi durağanlaştırmayı başardı. Sovyetler Kiev'den bir çıkıntı oluşturmayı başardılar ve stratejik önemdeki Zitomir şehrine oldukça yaklaştılar. Fakat Almanlar bir karşı saldırı başlattılar. SS Panzer Tümenleri "Leibstandarte Adolf Hitler (LAH)" ve "Das Reich" ile birlikte 1, 7, 19 ve 25. Panzer Tümenleri ve 4. Panzer Ordusunun 68. Piyade Tümeni Zitomir önlerinde Sovyet kanatlarını çevirdiler. General Balck komutasında Brussilov, Radomişl ve Meleni'de bazı başarılar elde ettiler ancak 4. Panzer Ordusunun yeni komutanı General Raus'un yetersizliği yüzünden Kiev çıkıntısı imha edilemedi. Ocak sonlarında Sovyet saldırıları karşısında Manstein daha da batıya çekilmek zorunda kaldı. Şubat 1944'te Hitler'in emirlerine karşı gelerek Güney Ordu Grubunun Stemmerman Grubu'nu oluşturan 11. ve 42. Kolordularına (6 tümende 56.000 askerden oluşuyordu) Çerkasi - Korsun Cebi'nden çemberi yararak çekilmelerini önerdi. Hitler bu hareketi reddettiyse de cephe komutanı Stemmerman, kendi inisiyatifiyle bu yönde emir vererek yarma hareketini başlattı.

Azledilme

Manstein, doğu cephesindeki genel durum hakkında Hitler'le tartışmaya devam etti. O, hareketli bir savunma anlayışını savunuyordu - toprak kaybetmeyi göze alarak Sovyet kuvvetlerinin ya çok ince bir hat halini almasını ya da çok fazla ilerleyerek kanatlardan sarılabilecek hale gelip kolayca çembere alınabileceğini öne sürüyordu. Hitler ise daha çok statik bir yıpratma savaşından yana idi. Bu süre giden tartışmalar nedeniyle Manstein, Hitler'in komuta yetkisini profesyonel askerlere devretmesi gerektiğini ve Doğu Cephesi Başkomutanlığı adıyla bir makam oluşturarak işe başlayabileceğini açık açık söylemeye başladı. Hitler, gücünün zayıflayacağından korkarak bu teklifi defalarca reddetti.

Bu tartışma Hitler'in yakın adamları Göring ve SS Şefi Himmler'i de rahatsız etti, zira ikisi de yetkilerinin kısıtlanmasından endişe ediyordu. Himmler, Manstein'ın bağlılığını açık açık sorgulamaya başladı ve komutanlık için uygun olmayan zayıf bir kişiliği olduğunu iddia etti. Manstein'ın sürekli itirazları ve bu suçlamalar sonucu Hitler Mart 1944'te onu görevden aldı ve yerine 2 Nisan 1944'te sadık bir Nazi olan Walter Model'i Güney Ordu Grubu komutanı olarak atadı (Citadel Harekâtı'nda kuzey koluna komuta eden ve tam bir başarısızlık gösteren aynı Walter Model'di). Yine de Manstein, Şövalyelik Haçı'na Kılıçlar eklenerek onurlandırıldı. Bu, Almanya'nın en yüksek ikinci şeref madalyasıydı.

Azledilmesinin ardından Manstein, Breslau'daki bir göz kliniğine yattı. Sağ gözündeki kataraktın kaldırılması için Liegnitz'deki evinde ve de Dresden yakınlarında iyileşmesini tamamladıktan sonra emekliye ayrıldı. Bir enfeksiyon geçirmiş ve bir süre sonra görme yetisini kaybetme tehlikesi vardı. 1944 Temmuzundaki Hitler'e suikast girişimine katılmadı. Daha 1943'te Henning von Tresckow ve diğerleri onunla temasa geçmişti ancak o, değişimin gerekliliğine inanmakla beraber onlara katılmayı reddetti. O kendisini bir Prusya Mareşali olarak görüyordu ve "Prusya mareşalleri isyan etmez" prensibine bağlı kalıyordu. Yine de, Gestapo'nun gözetimi altında evine yerleşti. Ayrıca bir iç savaş çıkmasından da endişe ediyordu. Yine de tertipçilere katılmamakla birlikte onları ele de vermedi.

Hitler'in onu yeni bir göreve atamaması bariz olunca, Manstein, Ekim 1944 yılında Doğu Pomeranya'da bir arazi satın aldı. Sovyet kuvvetleri bölgeyi istila edince orayı terk etmek zorunda kaldı. Liegnitz'deki evini 22 Ocak 1945 tarihinde tahliye ederek ailesi ile beraber Berlin'deki arkadaşlarının evine geçici olarak sığındı. Ailesini Batı Almanya'ya götürdü. Manstein, sağ gözünde daha fazla komplikasyonlar yaşamaya başladı. 23 Ağustos'ta İngilizlere teslim oldu ve Heiligenhafen'de bir hastanede tedavi edildi. 26 Ağustos'ta Lüneburg'daki esir kampına transfer edildi.

Savaş Sonrası

Manstein, Ekim 1945'te Nürnberg'e götürüldü. 1946 yılında Nürnberg'de yargılanırken, 132 sayfalık bir savunma belgesi hazırladı. İngilizler Manstein'ı savaş suçları iddiasıyla defalarca sorgulamışlardı. Sovyetler ise Manstein'ın SSCB'de yargılanmasını istiyorlardı. İngiltere, biraz da Sovyetlerin baskısıyla Manstein'ı yargı önüne çıkardı. Savaş sırasında yayınladığı bir emirden dolayı 1949 yılında 18 yıl hapse mahkûm edildi. İngiltere'de, Manstein'a sempati ile bakan birçok insan vardı ve bunların arasında Mareşal Montgomery ve Winston Churchill de vardı (Hatta Churchill de dahil olmak üzere bunlar Manstein'ın mahkeme masraflarını karşıladılar). Manstein taraftarları kararı şiddetle protesto edince ceza 12 yıla indirildi. Churchill mevcut hükûmeti Sovyetleri memnun etmek için Manstein'ı mahkûm etmekle itham etti. 1953'te sağlık nedenleriyle serbest bırakıldı.

Almanya Şansölyesi Konrad Adenauer tarafından yeni kurulan Federal Ordu'ya danışmanlık yapmakla görevlendirildi.

Erich von Manstein, on kişilik diğer eski üst düzey görevlileri ile birlikte, Alman ordusunun yeniden kurulması için Federal Savunma Bakanlığı tarafından 1955 yılında davet edildi. 20 Haziran 1953'te Bundestag'da bir konuşma yaparak, stratejik güç düşüncelerini analiz ederek ve ülkenin savunma ve ülkenin profesyonel orduya ya da askere sahip olup olmadığı hakkında konuştu. Onun görüşüne göre Bundeswehr'e, erbaş ve erler için hizmet uzunluğunun en az 18 ay, tercihen 24 ay olması gerekmekteydi. Manstein'ın Yedek kuvvet oluşturulması fikri daha sonra uygulanmıştır.

Anıları 1955'te Almanca olarak, 1958'de ise İngilizceye çevrilerek "Kayıp Zaferler" (Lost Victories) adıyla yayınlandı. Kitabında Manstein, eğer savaş stratejisini Hitler değil de generaller belirleseydi doğu cephesindeki savaşın kazanılacağını iddia etmiştir. Kitabında, Hitler ve onun liderlik tarzını eleştirmiş ve çok beğenilmiştir.

Manstein ve eşi, hapisten çıktıktan sonra 1958 yılında Münih yakınlarındaki yeni bir eve yerleşmeden önce bir süre Essen ve Bonn'da yaşadılar. Anılarının ikinci kısmı olan ve 1887-1939 dönemini kapsayan, Aus einem Soldatenleben ("Bir Askerin Hayatı") 1958 yılında yayımlandı. Karısı, Jutta von Manstein Sibylle 1966 yılında öldü.

Manstein, 9 Haziran 1973 gecesi, Irschenhausen'de felç geçirerek hayatını kaybetti. Hayatta son kalan Alman mareşali olarak, bütün rütbelerden yüzlerce askerin katıldığı tam bir askeri cenaze töreni ile toprağa verildi. 13 Haziran 1973 tarihli The Times onun için: "Onun gücü ve nüfuzu askerleri üzerinde kurduğu baskı ve otoriter tavırlardan değil, zekanın gücünden ve bilginin derinliğinden geliyordu" demiştir.

Hakkında Söylenenler

"O sadece en iyi stratejistimiz değildi, aynı zaman da iyi bir politik zekaya da sahipti. Böyle bir lokma Hitler'in kolay yutabileceği cinsten bir şey değildi. Birçok defalar diğer generallerin önünde Hitler'e karşı geliyor, hatta bazen Hitler'in önerdiği şeyin saçmalık olduğunu söyleyecek kadar ileri gidebiliyordu. " Günther Blumentritt

"O, sahip olduğumuz en iyi stratejist ve savaş komutanı" Wolfram von Richthofen

"1945'te Nürnberg'de görüştüğüm Alman generalleri arasındaki ortak kanı Manstein'ın sahip oldukları en iyi general olduğu ve başkomutan olarak onu görmeyi istedikleridir. Görünüşe göre o, operasyonel ihtimaller hakkında çok iyi bir sezgiye ve eşit derecede iyi çarpışma yönetme becerisine sahipti. Aynı zaman da tankçı olarak yetişmeyip de mekanize birliklerin potansiyelini onun kadar iyi görebilen başka bir general de yoktu. Kısacası o askeri bir dehaya sahipti." Basil Liddell Hart

İlgili belgeseller

Kaynakça

  • Erich von Manstein, Verlorene Siege, Bonn, 1955 (Bernard und Graefe, München, 2004).
  • Marcel Stein, Der Januskopf. Feldmarschall von Manstein – eine Neubewertung, Biblio-Verlag, Bissendorf, 2004.
  • Oliver von Wrochem, Erich von Manstein. Vernichtungskrieg und Geschichtspolitik. Schöningh, Paderborn, 2006, (Hamburg Üniversitesi Doktora Tezi, 2005)
  • B.H.Liddell Hart, The Other Side of the Hill, 1948.
  • Paul Carell, Unternehmen Barbarossa. Der Marsch nach Rußland, 1963.
  • Paul Carell, Verbrannte Erde. Schlacht zwischen Wolga und Weichsel, 1964.
  • Paul Carell, Der Rußlandkrieg. Fotografiert von Soldaten. Der Bildband zu Unternehmen Barbarossa und Verbrannte Erde, 1983.

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: erich von manstein. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Kategoriler